Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma davası, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların karşılıklı uzlaşmaya vararak evliliklerini sona erdirmek için açtıkları bir dava türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi kapsamında düzenlenen bu süreç, tarafların boşanma, mali sonuçlar ve varsa çocukların durumu hakkında mutabakata varmasını gerektirir. Çekişmeli boşanmaya kıyasla daha hızlı, daha az masraflı ve psikolojik açıdan daha az yıpratıcı bir yol sunar.

İçindekiler

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu üzerinde karşılıklı olarak uzlaştıkları bir boşanma türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiş olan anlaşmalı boşanma, evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle gerçekleşir. Bu süreçte taraflar, boşanma konusunda ortak bir protokol hazırlar ve mahkemeye sunarlar. Hakim, protokolü değerlendirerek uygun bulursa boşanmaya karar verir.

Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmalara kıyasla daha hızlı bir süreç sunar. Aynı zamanda maddi ve manevi açıdan tarafları daha az yıpratır. Ancak protokolün eksiksiz ve doğru hazırlanması büyük önem taşır; aksi takdirde hukuki sorunlar ortaya çıkabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Çekişmeli boşanma süreçlerine kıyasla çok daha kısa bir sürede tamamlanabilir. Ancak bu sürenin kesin uzunluğu, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Genel olarak, anlaşmalı boşanma davaları 1 ila 2 ay arasında bir sürede sonuçlanmaktadır. Bu süre, tarafların hazırlık aşamasındaki hızlarına, mahkemenin iş yoğunluğuna ve prosedürlerin eksiksiz yerine getirilmesine bağlıdır.

Anlaşmalı Boşanma Sürecini Etkileyen Faktörler

  1. Protokol ve Dilekçenin Hazırlanması: Boşanma süreci, tarafların protokol hazırlığıyla başlar. Protokol, nafaka, tazminat, velayet ve mal paylaşımı gibi konuları içermelidir. Eksiksiz hazırlanan bir protokol, sürecin hızlanmasını sağlar. Ancak protokol eksik ya da yanlış düzenlenirse mahkeme süreçleri uzayabilir.
  2. Mahkemenin İş Yoğunluğu: Anlaşmalı boşanma davasının görüleceği mahkemenin iş yoğunluğu, sürecin uzunluğunu etkiler. Büyük şehirlerdeki mahkemeler, yoğun dava dosyaları nedeniyle duruşma tarihini birkaç ay sonraya verebilir. Daha az yoğun mahkemelerde ise bu süre birkaç hafta içinde gerçekleşebilir.
  3. Tensip Zaptı ve Duruşma Günü: Mahkeme, dilekçe ve protokolün sunulmasından sonra tensip zaptını düzenleyerek duruşma günü belirler. Genellikle duruşma tarihi, başvuru tarihinden itibaren 1-2 ay içinde verilir.
  4. Tarafların Süreci Takip Etme Hızı: Tarafların tebliğ işlemlerini ve gerekçeli kararı hızlı bir şekilde kabul etmesi süreci hızlandırır. Tebliğ süreçlerinde gecikme yaşanması durumunda dava süresi uzayabilir.
  5. Kararın Kesinleşmesi: Duruşma tamamlandıktan sonra, mahkemenin gerekçeli kararı yazması ve taraflara tebliği gereklidir. Tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık istinaf süresi beklenir. Taraflar istinaf hakkından feragat ederse, kararın kesinleşme süreci daha hızlı ilerler.

Anlaşmalı Boşanma Süresi Nasıl Kısaltılabilir?

  • Eksiksiz Hazırlık: Dilekçe ve protokolün eksiksiz hazırlanması, mahkemede ek talep ve düzeltme gerektirmeyeceği için zaman kazandırır.
  • Mahkeme Kalemi ile Görüşme: Duruşma gününün erken bir tarihe alınması için mahkeme kalemiyle iletişim kurmak faydalı olabilir.
  • Tebliğ Süreçlerini Hızlandırma: Gerekçeli kararın elden alınması veya tebligatın hızlı tamamlanması süreci hızlandırır.
  • Avukat Desteği: Bir anlaşmalı boşanma avukatının süreçte rehberlik etmesi, hukuki işlemlerin hızlı ve doğru ilerlemesini sağlar.

Anlaşmalı Boşanma Davasını Kimler Açabilir?

Anlaşmalı boşanma davası, yalnızca eşlerin karşılıklı rızası ile açılabilir. Bu dava türü, tarafların boşanma, mali sonuçlar ve varsa çocukların durumu gibi tüm hususlarda uzlaştığı bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu’na göre anlaşmalı boşanma davalarını eşlerden biri açabilir, diğer taraf ise bu davayı kabul ederek süreci destekler. Ancak üçüncü kişilerin (örneğin, mirasçılar veya alacaklılar) davayı açması mümkün değildir.

Davanın Başlatılması:

  • Birlikte Başvuru: Taraflar birlikte başvuruda bulunabilir. Ancak Türk Medeni Kanunu, her iki tarafın aynı anda mahkemeye başvurmasını zorunlu kılmaz. Pratikte, eşlerden biri dava dilekçesini hazırlayıp protokolü ekleyerek mahkemeye sunar, diğer taraf ise bu başvuruyu kabul ettiğini duruşmada beyan eder.
  • Tek Taraflı Başvuru: Eşlerden biri boşanma talebiyle dava açar. Diğer taraf bu davayı kabul ederek süreci tamamlar. Kabul işlemi, mahkeme huzurunda sözlü ya da yazılı olarak gerçekleştirilir.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?

Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların evlilik birliğini karşılıklı rıza ile sona erdirmek istedikleri bir dava türüdür. Ancak bu tür bir boşanmanın gerçekleşebilmesi için belirli hukuki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, anlaşmalı boşanma davalarının temel dayanağını oluşturur. İşte anlaşmalı boşanma davasının şartları:

Evlilik Süresinin En Az Bir Yıl Olması

Türk Medeni Kanunu’na göre, anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gereklidir. Bu sürenin dolmamış olması halinde anlaşmalı boşanma mümkün değildir.

  • Evlilik süresi bir yılı doldurmamışsa, açılan dava çekişmeli boşanma olarak devam eder.
  • Hakim, bu durumda tarafların iddia ve savunmalarını dikkate alarak bir karar verir.

Bu kuralın amacı, taraflara evliliklerini sürdürme konusunda makul bir deneme süresi tanımaktır. Evlilik bir yılını doldurmadıysa, boşanma için çekişmeli dava süreci izlenmelidir.

Tarafların Karşılıklı Anlaşması

Anlaşmalı boşanma davasının temel şartı, tarafların boşanma, boşanmanın mali sonuçları ve varsa çocukların durumu konusunda uzlaşmış olmasıdır. Bu anlaşma, yazılı bir protokol şeklinde düzenlenir ve mahkemeye sunulur.

Uzlaşma Sağlanması Gereken Konular:

  • Boşanma: Tarafların evlilik birliğini sona erdirme konusunda mutabık kalmaları.
  • Mali Sonuçlar: Nafaka, maddi ve manevi tazminat gibi konularda anlaşmaya varılması.
  • Çocukların Durumu: Velayet, iştirak nafakası ve çocukla kişisel ilişki düzenlemeleri üzerinde uzlaşılması.

Uzlaşmazlık Durumu: Taraflar, bu konulardan herhangi biri üzerinde uzlaşamazsa, anlaşmalı boşanma mümkün olmaz ve dava çekişmeli boşanma olarak devam eder.

Yazılı Bir Protokol Hazırlanması

Anlaşmalı boşanma davası için tarafların uzlaştıkları tüm hususları kapsayan yazılı bir protokol hazırlanması zorunludur. Bu protokol, mahkemeye sunularak tarafların anlaşmasının bir kanıtı olarak değerlendirilir.

Protokolde Yer Alması Gerekenler:

  • Nafaka türleri (yoksulluk ve iştirak nafakası).
  • Maddi ve manevi tazminat.
  • Eşya ve mal paylaşımı.
  • Ziynet eşyaları.
  • Çocukların velayeti ve kişisel ilişki düzenlemeleri.

Protokol Eksiklikleri: Eğer protokol eksik veya hatalı hazırlanmışsa, hakim değişiklik yapabilir. Hakimin yaptığı değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesi için şarttır.

Tarafların Mahkemeye Bizzat Katılımı

Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların duruşmaya bizzat katılmaları ve mahkemede protokolü onayladıklarını sözlü olarak beyan etmeleri zorunludur. Taraflar, serbest iradeleriyle boşanmak istediklerini mahkemede ifade etmelidir.

Hâkimin Rolü:

  • Hakim, tarafların iradelerinin serbestçe açıklanıp açıklanmadığını değerlendirir.
  • Eğer tarafların üzerinde baskı veya tehdit olduğu tespit edilirse, hakim anlaşmalı boşanmayı reddedebilir.

Hakimin Onayı

Hakim, anlaşmalı boşanma protokolünü değerlendirerek tarafların ve çocukların menfaatine uygun olup olmadığını kontrol eder. Hakim, kamu düzenine veya çocukların üstün yararına aykırı bulduğu maddelerde değişiklik yapma hakkına sahiptir.

Hakimin Değişiklik Hakkı:

  • Çocukların velayeti ve nafaka düzenlemeleri gibi konularda değişiklik yapabilir.
  • Taraflar bu değişiklikleri kabul ederse, boşanma gerçekleşir. Aksi takdirde dava reddedilir.

Gerekli Harç ve Masrafların Ödenmesi

Anlaşmalı boşanma davası açılırken mahkemeye başvuru harcı ve dava masrafları yatırılmalıdır. Masrafların yatırılmaması durumunda dava süreci başlatılamaz. Ayrıca taraflar, protokolde masrafların hangi tarafça ödeneceği konusunda uzlaşabilir.

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayeti

Anlaşmalı boşanma davasında çocuğun velayeti, tarafların üzerinde uzlaşması gereken en önemli konular arasında yer alır. Velayet, müşterek çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için kimin sorumlu olacağını belirler. Ancak bu konuda tarafların anlaşmaya varması yeterli olmayabilir. Türk Medeni Kanunu, çocukların üstün yararını öncelikli olarak gözettiği için hakim, tarafların velayet konusundaki anlaşmasını inceleyerek nihai kararı verir.

Velayet Kararını Etkileyen Unsurlar

Hakim, çocuğun velayetini belirlerken tarafların sunduğu protokolü dikkate alır. Ancak kararını verirken şu unsurları göz önünde bulundurur:

  1. Çocuğun Üstün Yararı:
    • Çocuğun sağlıklı bir ortamda büyümesi, eğitim alması ve duygusal gelişiminin desteklenmesi temel önceliktir.
    • Hakim, çocuğun menfaatine aykırı bir durum tespit ederse, tarafların protokoldeki düzenlemesini değiştirebilir.
  2. Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumu:
    • Velayet kararı, çocuğun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecek olan tarafa verilme eğilimindedir. Hakim, tarafların gelir düzeyini, çalışma koşullarını ve yaşam standartlarını inceler.
  3. Çocuğun Yaşı:
    • Küçük yaştaki çocukların genellikle anneye bırakılması yaygın bir uygulamadır. Ancak bu durum, annenin bakım koşullarının yeterli olması şartına bağlıdır.
    • Daha büyük çocuklar için hakim, çocuğun görüşünü de dikkate alabilir.
  4. Tarafların Çocuğa Olan İlgisi:
    • Çocuğun bakımına gösterilen ilgi, hakim kararında önemli bir rol oynar. Çocuğun psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayan ebeveyn genellikle öncelikli tercih edilir.

Ortak Velayet Mümkün mü?

Türk Medeni Kanunu’nda ortak velayet düzenlenmemiştir. Ancak Yargıtay içtihatlarında ve uygulamada, tarafların ortak velayet üzerinde uzlaşması durumunda bu düzenleme kabul edilebilmektedir. Aile mahkemesi hakiminin onayına bağlı olarak ortak velayet kararı verilebilir.

  • Ortak Velayet Avantajları:
    • Her iki ebeveyn de çocuğun büyüme ve eğitim sürecine eşit şekilde dahil olabilir.
    • Çocuğun her iki ebeveynle de güçlü bir bağ kurmasına olanak sağlar.
  • Ortak Velayet Dezavantajları:
    • Taraflar arasında ciddi bir iletişim problemi varsa, ortak velayet çocuğun menfaatine uygun olmayabilir.
    • Uygulamada bazı hakimler ortak velayet düzenlemesini kabul etmeyebilir.

Hakimin Değişiklik Yapma Yetkisi

Velayet konusu, kamu düzenine ilişkin bir mesele olduğu için hakim, tarafların anlaşmasına bağlı kalmak zorunda değildir. Hakim, çocuğun menfaatine aykırı bir durum tespit ederse, şu değişiklikleri yapabilir:

  • Çocuğun velayetini protokolde belirtilen taraftan alarak diğer tarafa verebilir.
  • Velayetle birlikte kişisel ilişki düzenlemesini değiştirebilir.

Hakim tarafından yapılan bu değişiklikler, taraflarca kabul edilmezse anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Velayet Nasıl Düzenlenir?

Anlaşmalı boşanma protokolünde çocuğun velayeti ile ilgili şu hususların açıkça belirtilmesi gerekir:

  1. Velayet Kime Verilecek?
    • Protokolde, velayetin hangi tarafa bırakıldığı açıkça ifade edilmelidir.
  2. Kişisel İlişki Düzenlemesi:
    • Velayet hakkı kendisine bırakılmayan tarafın çocukla ne şekilde ve hangi sıklıkta görüşeceği belirtilmelidir.
    • Örneğin, haftalık ziyaretler, tatil dönemleri gibi detaylar protokolde yer almalıdır.
  3. İştirak Nafakası:
    • Çocuğun bakım giderlerini karşılamak için velayet hakkı olmayan tarafın ödeyeceği iştirak nafakasının tutarı ve ödeme şekli belirtilmelidir.
  4. Eğitim ve Sağlık Kararları:
    • Çocuğun eğitim ve sağlık konularında kimin karar alacağı netleştirilmelidir.

Velayet Konusunda Uyuşmazlık Olursa Ne Olur?

Anlaşmalı boşanma davasında tarafların velayet konusunda anlaşmazlık yaşaması durumunda:

  • Anlaşmalı boşanma mümkün olmaz ve dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür.
  • Hakim, delilleri inceleyerek çocuğun menfaatine uygun bir karar verir.

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka

Anlaşmalı boşanma davasında nafaka, tarafların üzerinde uzlaşması gereken en önemli konulardan biridir. Nafaka, evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte taraflardan birinin veya müşterek çocukların maddi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla belirlenir. Türk Medeni Kanunu, anlaşmalı boşanmalarda nafaka konusunu tarafların anlaşmasına bırakmakla birlikte, nafaka türleri ve bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar açık bir şekilde düzenlenmiştir.

Nafaka Türleri

Anlaşmalı boşanma davalarında genellikle iki tür nafaka gündeme gelir:

  1. Yoksulluk Nafakası:
    • Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle maddi olarak zor duruma düşecek olan eş lehine kararlaştırılır.
    • Anlaşmalı boşanmada yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için tarafların bu konuda uzlaşması şarttır.
    • Vazgeçme Durumu: Yoksulluk nafakasından feragat edilmişse, sonradan bu konuda dava açmak mümkün değildir. Anlaşmalı boşanma, kusur tespitine dayalı olmadığı için feragat edilen nafaka talepleri daha sonra geri getirilemez.
    • Ödeme Şekli: Yoksulluk nafakası, genellikle aylık ödemeler şeklinde düzenlenir. Ancak taraflar anlaşarak toplu ödeme şeklinde de karar verebilir.
  2. İştirak Nafakası:
    • İştirak nafakası, müşterek çocuğun bakım, eğitim ve sağlık masraflarını karşılamak için velayet hakkına sahip olmayan eş tarafından ödenir.
    • Anlaşmalı boşanmada iştirak nafakası kamu düzenine ilişkin bir konu olarak değerlendirilir. Bu nedenle taraflar iştirak nafakasından feragat etse bile hakim, çocuğun üstün yararı gereği bir miktar nafakaya hükmedebilir.
    • Düzenleme: Protokolde, iştirak nafakasının miktarı, ödeme şekli ve hangi giderleri kapsayacağı açıkça belirtilmelidir.
  3. Artış Oranı:
    • Uzun vadede nafakanın ekonomik koşullara uygun hale getirilmesi için yıllık artış oranı belirlenmelidir. Bu oran genellikle Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre belirlenir.
  4. Feragat Durumu:
    • Taraflardan biri nafakadan feragat etmişse, bu durum açık bir şekilde protokolde belirtilmelidir. Örneğin, “Taraflar birbirlerinden yoksulluk nafakası talep etmeyeceklerini kabul eder” gibi ifadeler kullanılmalıdır.

Anlaşmalı boşanmada hakim, protokolde belirtilen nafaka düzenlemelerini çocukların ve tarafların menfaatine uygun bulmak zorundadır. Hakim, aşağıdaki durumlarda protokolde değişiklik yapma yetkisine sahiptir:

  • Nafaka Miktarının Yetersiz Olması: İştirak nafakası çocuğun giderlerini karşılamıyorsa hakim, miktarı artırabilir.
  • Tarafların Menfaatine Aykırılık: Nafaka düzenlemesi, ekonomik gerçekliklere veya tarafların ihtiyaçlarına aykırıysa, hakim gerekli değişiklikleri yapabilir.

Hakimin yaptığı değişiklikler, taraflarca kabul edilirse anlaşmalı boşanma gerçekleşir. Aksi takdirde dava çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka ile İlgili Sıkça Yapılan Hatalar

  1. Eksik Düzenleme: Protokolde nafakanın miktarının ve ödeme şartlarının açıkça belirtilmemesi, ileride uyuşmazlıklara yol açabilir.
  2. Artış Oranı Belirlenmemesi: Nafakanın uzun vadeli bir ödeme olduğu göz önünde bulundurularak artış oranının yazılmaması, ekonomik değişimlere uyum sağlanmasını zorlaştırır.
  3. İştirak Nafakasından Feragat: Kamu düzenine ilişkin bir konu olduğu için iştirak nafakasından feragat edilemeyeceği unutulmamalıdır.

Nafaka Taleplerinin Sonradan Artırılması veya Azaltılması

Anlaşmalı boşanma davası sonrasında, ekonomik koşulların değişmesi veya tarafların durumlarının farklılaşması halinde nafaka miktarının artırılması ya da azaltılması için yeni bir dava açılabilir. Örneğin:

  • Nafaka yükümlüsünün gelirinin azalması durumunda nafaka azaltılabilir.
  • Çocuğun ihtiyaçlarının artması durumunda iştirak nafakası artırılabilir.

Anlaşmalı Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat

Anlaşmalı boşanma davasında maddi ve manevi tazminat, tarafların üzerinde mutabık kalması gereken önemli konular arasında yer alır. Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi, boşanmada maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin düzenlemeleri içerir. Anlaşmalı boşanmada, tarafların tazminat talep edip etmediği ve tazminat miktarı, tarafların özgür iradesine bağlıdır. Ancak bu hususların protokolde açık ve net şekilde düzenlenmesi gerekir.

Anlaşmalı boşanmada maddi veya manevi tazminattan feragat eden taraf, daha sonra bu konuda dava açamaz. Bunun nedeni, anlaşmalı boşanmanın kusur tespitine dayanmadığı için feragat edilen tazminat taleplerinin hukuki dayanağının kalmamasıdır. Örneğin:

  • Maddi tazminat talep edilmemişse, boşanma kararı kesinleştikten sonra bu konuda dava açılamaz.
  • Manevi tazminat için de aynı kural geçerlidir.

Maddi Tazminat

Maddi tazminat, evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen eşin, diğer eşten talep ettiği bir tür zarar tazminidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde maddi tazminat düzenlemesi, tarafların bu konuda uzlaşmasına bağlıdır.

  1. Maddi Tazminat Şartları:
    • Maddi tazminat, tarafların bu konuda uzlaşı sağlaması durumunda protokole eklenebilir.
    • Anlaşmalı boşanma davalarında, çekişmeli boşanmalarda olduğu gibi kusur tespiti yapılmaz. Bu nedenle tazminat talebi, tarafların iradesine bağlıdır.
  2. Örnek Durumlar:
    • Eşlerden biri boşanma nedeniyle ekonomik anlamda büyük bir kayba uğrayacaksa, maddi tazminat talep edebilir.
    • Boşanma sonrası yaşam standardını sürdüremeyecek taraf, tazminat alarak bu kaybını telafi edebilir.
  3. Protokolde Maddi Tazminatın Düzenlenmesi:
    • Maddi tazminat miktarı ve ödeme şekli protokolde açıkça belirtilmelidir.
    • Ödeme şekli, toplu ödeme ya da taksitli ödeme şeklinde düzenlenebilir.

Manevi Tazminat

Manevi tazminat, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, uğradığı manevi zararın giderilmesi için talep ettiği bir tazmin türüdür. Anlaşmalı boşanma davalarında manevi tazminat, tarafların bu konuda mutabık kalması şartıyla hükmedilebilir.

  1. Manevi Tazminat Şartları:
    • Anlaşmalı boşanmada kusur tespiti yapılmadığı için manevi tazminat talebi, yalnızca tarafların uzlaşmasıyla mümkün olur.
    • Kişilik haklarının ihlali, anlaşmalı boşanma protokolünde açıkça belirtilmelidir.
  2. Örnek Durumlar:
    • Boşanma sürecinde taraflardan birinin onur, saygınlık veya duygusal durumunun zedelenmesi.
    • Eşlerden birinin aldatma ya da şiddet gibi nedenlerle manevi zarar görmesi.
  3. Protokolde Manevi Tazminatın Düzenlenmesi:
    • Manevi tazminatın miktarı ve ödeme koşulları protokolde belirtilmelidir.
    • Ödemenin ne şekilde yapılacağı (toplu ya da taksitli) netleştirilmelidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Mal Paylaşımı

Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına dair hükümler açık, net ve yoruma kapalı bir şekilde yazılmalıdır. Protokolde şu hususlara yer verilmesi önemlidir:

  1. Eşlerin Mal Rejimi Hakkındaki Uzlaşıları:
    • Taraflar, evlilik süresince edinilen malların paylaşımı konusunda tam bir uzlaşmaya varmış olmalıdır.
    • Örneğin, “Taraflar, X adresindeki gayrimenkulün tamamının A kişisine ait olduğunu kabul eder” gibi kesin ifadeler kullanılmalıdır.
  2. Paylaşım Yöntemi:
    • Malların aynen paylaşımı (örneğin, her iki tarafın birer gayrimenkul alması) veya bir tarafın diğer tarafa ödeme yapması gibi yöntemler protokolde belirtilmelidir.
  3. Mal Devir ve Ödeme Detayları:
    • Malların devrinin hangi tarihe kadar yapılacağı veya ödemenin nasıl gerçekleştirileceği açıkça yazılmalıdır.
    • Örneğin, “B kişisi, X arabasını A kişisine 30 gün içinde devredecektir” gibi detaylar belirtilmelidir.
  4. Feragat Durumu:
    • Taraflardan biri mal paylaşımı konusunda herhangi bir talepte bulunmayacaksa, bu feragat protokolde açıkça yer almalıdır. Örneğin, “Taraflar, karşılıklı olarak birbirlerinden mal paylaşımı talebinde bulunmayacaklarını kabul eder” ifadesi kullanılabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Ziynet Eşyaları

Anlaşmalı boşanma davasında ziynet eşyaları, evlilik sırasında edinilen veya düğün sırasında takılan altın, bilezik, para gibi değerli varlıkları ifade eder. Ziynet eşyaları, Türk Medeni Kanunu’na göre mal rejimine dahil olmamakla birlikte, boşanma davalarında sıklıkla anlaşmazlık konusu olmaktadır. Anlaşmalı boşanma sürecinde, ziynet eşyalarına ilişkin düzenlemelerin protokolde açıkça belirtilmesi, sonradan yaşanabilecek hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Anlaşmalı boşanmada taraflar, ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda anlaşmaya varmalıdır. Bu anlaşma, boşanma protokolüne eklenerek resmi hale getirilir. Protokolde yer alması gereken hususlar şunlardır:

  1. Ziynet Eşyalarının Listelenmesi:
    • Tarafların sahip olduğu ziynet eşyalarının tam bir listesi oluşturulmalıdır. Bu listeye, altın, bilezik, küpe, kolye ve düğün sırasında takılan paralar dahil edilmelidir.
    • Örneğin: “Kadına ait olan 20 adet bilezik ve 5 çeyrek altın, kadında kalacaktır.”
  2. Kimin Kullanımında Kalacağı:
    • Ziynet eşyalarının hangi tarafa bırakılacağı açıkça belirtilmelidir.
    • Örneğin: “Düğünde takılan tüm ziynet eşyaları, kadın tarafında kalacaktır.”
  3. Devir veya Ödeme Şartları:
    • Ziynet eşyalarının bir kısmı taraflar arasında devredilecekse veya maddi karşılığı ödenecekse, bu durum detaylandırılmalıdır.
    • Örneğin: “Erkek tarafında bulunan X altın, boşanma tarihinden itibaren 15 gün içinde kadına teslim edilecektir.”
  4. Feragat Durumu:
    • Taraflardan biri ziynet eşyalarına ilişkin tüm haklarından feragat ediyorsa, bu durum açıkça belirtilmelidir.
    • Örneğin: “Kadın tarafı, ziynet eşyalarına ilişkin tüm haklarından feragat etmiştir.”

Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davasının görülebileceği görevli mahkeme, Aile Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Aile Mahkemesi, evlilik birliğine dair uyuşmazlıkların ve boşanma davalarının çözümü için uzmanlaşmış bir yargı organıdır.

Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde, anlaşmalı boşanma davalarına Asliye Hukuk Mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla bakar. Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi’nin yetki ve görevlerini üstlenerek davayı yürütür.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davasında yetkili mahkeme, tarafların davasını hangi mahkemede açabileceklerini belirleyen kuralları ifade eder. Yetkili mahkemenin doğru şekilde belirlenmesi, davanın hızla ve sorunsuz bir şekilde sonuçlanması açısından önemlidir. Türk Medeni Kanunu’nda, boşanma davalarında yetkili mahkemeler açıkça düzenlenmiştir.

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, Türkiye’nin herhangi bir yerindeki Aile Mahkemesi’nde davayı açabilirler. Bu durum, tarafların dava sürecini kolaylaştırmayı amaçlar. Tarafların davayı nerede açtıkları önemli değildir, çünkü anlaşmalı boşanma davalarında genellikle yetki itirazı yapılmaz.

Anlaşmalı Boşanmada Şahit Gerekir mi?

Anlaşmalı boşanma davasında şahit, genellikle boşanma sürecinde sıklıkla merak edilen bir konudur. Çekişmeli boşanma davalarında delil ve tanık beyanları büyük öneme sahipken, anlaşmalı boşanma süreçlerinde tanıkların rolü farklıdır. Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma, mali sonuçlar ve çocukların durumu konusunda tamamen uzlaştıkları bir dava türü olduğundan, tanıklık genellikle gerekli değildir.

Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların uzlaşmış olması ve bir protokol hazırlayarak mahkemeye sunmaları, tanıklık ihtiyacını büyük ölçüde ortadan kaldırır. Ancak mahkemenin tanık talep edip etmeyeceği şu durumlara bağlıdır:

  1. Protokolün Geçerliliği:
    • Tarafların hazırladığı anlaşmalı boşanma protokolü açık, net ve hukuka uygun ise, mahkeme bu protokolü esas alarak karar verir. Bu durumda tanık dinlenmesine gerek kalmaz.
  2. Hakimin Şüphe Durumu:
    • Hakim, tarafların uzlaşıya kendi özgür iradeleriyle varmadığından şüphelenirse, ek delil veya tanık dinlenmesini talep edebilir. Bu, tarafların beyanlarının doğruluğunu ve iradelerinin serbest olup olmadığını anlamaya yöneliktir.
  3. Çocukların Durumu:
    • Anlaşmalı boşanmada müşterek çocuğun velayeti gibi konular mahkemeye taşınmışsa ve bu konuda bir anlaşmazlık yaşanıyorsa, hakim gerekli gördüğünde tanıkların dinlenmesine karar verebilir. Ancak bu durum nadiren karşılaşılan bir durumdur.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü Örneği

Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların boşanma, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu gibi hususlarda mutabakata vardıklarını belgeleyen yazılı bir anlaşmadır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası gereğince, anlaşmalı boşanma için tarafların üzerinde uzlaştıkları konuları açıkça belirten bir protokolün mahkemeye sunulması gereklidir. Bu protokol, anlaşmalı boşanma sürecinin en önemli belgelerinden biri olup, tüm detayların eksiksiz bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir.

ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ

Taraflar:

Davacı:
Adı Soyadı: [Adı Soyadı]
T.C. Kimlik No: [TCKN]
Adres: [Adres]

Davalı:
Adı Soyadı: [Adı Soyadı]
T.C. Kimlik No: [TCKN]
Adres: [Adres]

1. Boşanma Kararı


Taraflar, 01.01.20XX tarihinde resmi olarak evlendiklerini ve evlilik birliğinin taraflar arasında uyumsuzluk ve anlaşmazlıklar nedeniyle temelinden sarsıldığını beyan ederler. Taraflar, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanma talebinde bulunmaktadır.

2. Çocukların Durumu ve Velayet


Tarafların bu evlilikten [Çocuk Adı Soyadı] (T.C. Kimlik No: [TCKN], Doğum Tarihi: [Tarih]) adında bir müşterek çocuğu bulunmaktadır.
Müşterek çocuğun velayeti, anne/baba [Adı Soyadı]’na bırakılacaktır.
Velayet kendisine bırakılmayan taraf, müşterek çocukla aşağıdaki şekilde kişisel ilişki kuracaktır:
Her ayın ilk ve üçüncü hafta sonları Cumartesi sabah saat 10:00’dan Pazar akşamı saat 18:00’e kadar.
Yaz tatilinin ilk iki haftasında.
Dini bayramların ikinci günü 10:00-18:00 saatleri arasında.


3. İştirak Nafakası


Velayet kendisine bırakılmayan taraf, müşterek çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve diğer giderlerini karşılamak üzere [Miktar] TL iştirak nafakasını her ayın [Gün]’ünde velayet sahibi olan tarafa ödeyecektir.
İştirak nafakası, her yıl Ocak ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılacaktır.


4. Yoksulluk Nafakası


Taraflardan biri, boşanma sonrası yoksulluğa düşeceğini belirterek diğer taraftan yoksulluk nafakası talep etmiştir.
Davalı/Davacı [Adı Soyadı], [Miktar] TL yoksulluk nafakasını her ayın [Gün]’ünde diğer tarafa ödeyecektir.
Bu nafaka, tarafların maddi durumlarında bir değişiklik olması halinde yeniden değerlendirilmek üzere mahkemeye başvuru yapılabilir.


5. Maddi ve Manevi Tazminat


Taraflar, boşanma sonucunda birbirlerinden maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmamayı kabul ederler.
(Alternatif Madde) Taraflar, [Adı Soyadı]’nın diğer tarafa [Miktar] TL maddi tazminat ve [Miktar] TL manevi tazminat ödeyeceğini kabul etmişlerdir. Bu ödemeler, protokolün imzalanmasını takip eden [Süre] içerisinde tamamlanacaktır.


6. Mal Paylaşımı


Taraflar, evlilik süresince edinilen mallar konusunda uzlaşmışlardır.

[Adres] adresindeki taşınmaz mal, [Adı Soyadı]’na bırakılmıştır.
[Marka ve Model Araç], [Adı Soyadı]’na ait olacaktır.
Evlilik birliği içinde alınan beyaz eşya, mobilya ve diğer ev eşyaları taraflarca paylaştırılmıştır ve bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar, mal rejiminden kaynaklı başka bir talepte bulunmayacaklarını kabul ederler.

7. Ziynet Eşyaları


Taraflar arasında ziynet eşyalarına ilişkin bir uzlaşma sağlanmıştır. Düğünde takılan ziynet eşyaları (bilezik, altın, kolye vb.) [Adı Soyadı]’na bırakılacaktır.
Taraflar, ziynet eşyalarına ilişkin başka bir talepte bulunmayacaklarını beyan ederler.


8. Protokolün Geçerliliği


Bu protokol, tarafların özgür iradeleriyle hazırlanmış olup, mahkemede tarafların beyanlarının alınmasıyla birlikte geçerlilik kazanacaktır.
Taraflar, bu protokolde yer alan tüm hükümlerin kesin ve bağlayıcı olduğunu kabul ederler.


9. İmzalar


Davacı
Adı Soyadı:
İmza: ______________________

Davalı
Adı Soyadı:
İmza: ______________________

Tarih: [Tarih]

Anlaşmalı Boşanma Davası Dilekçe Örneği

ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
(Dilekçe, yetkili mahkemeye sunulmalıdır. İstanbul yerine ilgili yer belirtilmelidir.)

DAVACI:

Adı Soyadı: [Adı Soyadı]
T.C. Kimlik No: [TCKN]
Adres: [Adres]

DAVALI:

Adı Soyadı: [Adı Soyadı]
T.C. Kimlik No: [TCKN]
Adres: [Adres]

DAVA KONUSU:

Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesi istemidir.

AÇIKLAMALAR:

Davacı ile davalı [Tarih] tarihinde resmi olarak evlenmiştir. Bu evlilik birliğinden [Çocuk Adı Soyadı] (Doğum Tarihi: [Tarih], T.C. Kimlik No: [TCKN]) adında bir müşterek çocuk dünyaya gelmiştir.

Taraflar arasında evlilik birliği, uzun zamandır uyumsuzluk ve anlaşmazlık nedeniyle temelden sarsılmıştır. Birlikte yaşamaya devam etmeleri her iki taraf için de çekilmez hale gelmiş, bu nedenle boşanma kaçınılmaz olmuştur.

Taraflar, medeni bir şekilde bir araya gelerek boşanma ve bunun sonuçları hakkında mutabakata varmışlardır. Taraflar arasında imzalanan ve bu dilekçeye eklenen Anlaşmalı Boşanma Protokolü, boşanmanın mali sonuçlarını ve müşterek çocuğun durumunu düzenlemektedir.

Taraflar, boşanma sürecini uzatmamak adına anlaşmalı boşanma yoluyla evlilik birliğini sona erdirmek istemektedir. Protokolde yer alan tüm düzenlemeler, tarafların özgür iradeleri ile kabul edilmiştir ve hukuka uygundur.

HUKUKİ SEBEPLER:

Türk Medeni Kanunu madde 166/3 ve ilgili diğer mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER:

Nüfus kayıtları,
Anlaşmalı Boşanma Protokolü (Ek-1),
Tanık beyanları (gerektiğinde),
İlgili diğer yasal deliller.

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda arz edilen ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak nedenlerle:

Davacı ile davalının Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına,
Ekte sunulan Anlaşmalı Boşanma Protokolü’nün aynen hüküm altına alınmasına,
Yargılama giderlerinin taraflarca karşılanmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Davacı
Adı Soyadı:
İmza: ______________________
Tarih: [Tarih]

EKLER:

Anlaşmalı Boşanma Protokolü
Davacı ve davalı nüfus cüzdanı fotokopileri
Müşterek çocuğun nüfus kayıt örneği (varsa)

Anlaşmalı Boşanma Yargıtay Kararları

Evlilik Süresi ve Anlaşmalı Boşanma Kararı:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 12.04.2018 tarihli ve 2017/3712 E. 2018/4935 K. sayılı kararı: Bu karar, anlaşmalı boşanma için evlilik süresinin en az bir yıl olması gerektiğini vurgular. Karara göre:

  • Tarafların evlilik süresi bir yılı doldurmamışsa, anlaşmalı boşanma talepleri kabul edilemez.
  • Evlilik süresi bir yılını doldurmayan davalarda hakim, davayı çekişmeli boşanma davası olarak devam ettirmekle yükümlüdür.

Örnek: Taraflar evliliklerini altı ay içinde sonlandırmak istemiş ancak bir yıllık süre dolmadığından mahkeme, davayı reddetmiş ve çekişmeli boşanma prosedürüne yönlendirmiştir.

Hakimin Protokolde Değişiklik Yapma Yetkisi:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 05.11.2020 tarihli ve 2020/3774 E. 2020/5431 K. sayılı kararı: Bu kararda, hakimin tarafların sunduğu anlaşmalı boşanma protokolünde değişiklik yapma yetkisi ele alınmıştır. Karar, hakimin kamu düzenine veya çocukların menfaatlerine aykırı durumlar tespit ettiğinde protokolde gerekli değişiklikleri yapabileceğini belirtir.

Örnek: Taraflar, müşterek çocuğun velayeti konusunda bir uzlaşmaya varmış, ancak protokolde çocuğun menfaatine uygun olmayan bir düzenleme yapılmışsa, hakim bu hususu değiştirme yetkisine sahiptir.

Tarafların Beyanlarının Serbest İrade ile Yapılması:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 18.04.2019 tarihli ve 2017/2643 E. 2019/484 K. sayılı kararı: Karar, tarafların mahkemede bizzat dinlenmesi gerektiğini ve beyanlarının özgür iradeleriyle yapıldığının hakim tarafından tespit edilmesi gerektiğini vurgular. Hakim, tarafların herhangi bir baskı altında olmadığından emin olmak için gerekli tüm incelemeleri yapmalıdır.

Örnek: Taraflardan biri, boşanma protokolüne aile veya dışarıdan gelen baskılarla imza attığını iddia ederse, hakim bu durumu araştırmalı ve gerektiğinde boşanma kararı vermemelidir.

Tazminat ve Nafaka Talepleri:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 13.01.2015 tarihli ve 2014/16344 E. 2015/269 K. sayılı kararı: Bu karar, anlaşmalı boşanma protokolünde maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin açıkça belirtilmesi gerektiğini ifade eder. Tazminat veya nafaka konusunda anlaşma sağlanmamışsa, anlaşmalı boşanma gerçekleşemez.

Örnek: Taraflardan biri, protokolde yoksulluk nafakasına ilişkin bir düzenleme olmadığını fark etmişse, anlaşmalı boşanma talepleri reddedilebilir ve dava çekişmeli boşanma sürecine dönüştürülebilir.

Ortak Velayet Kararları:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02.12.2015 tarihli ve 2014/589 E. 2015/2784 K. sayılı kararı: Bu kararda, Türk hukuk sisteminde ortak velayetin kabul edilip edilmeyeceği ele alınmıştır. Yargıtay, tarafların aralarında uzlaşması durumunda, ortak velayet düzenlemesinin uygulanabileceğini belirtmiştir. Ancak bu durum, çocuğun menfaatine aykırı olmamalıdır.

Örnek: Taraflar, müşterek çocuğun velayetini ortak olarak kullanmak istemiş, mahkeme bu durumu kabul etmiş ancak çocuğun menfaatine aykırı bir durum oluşursa bu karar değiştirilmiştir.

Boşanmanın Kesinleşmesi:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 13.03.2017 tarihli ve 2017/1450 E. 2017/2617 K. sayılı kararı: Anlaşmalı boşanma kararının, taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmesi gerektiğini vurgular. Boşanma kararının kesinleşmemesi durumunda taraflar, hukuken hala evli sayılır.

Örnek: Taraflardan biri boşanma kararını istinaf etmişse, bu durumda boşanma kesinleşmez ve taraflar evli kalmaya devam eder.

Sonuç

Anlaşmalı boşanma, tarafların uzlaşarak evlilik birliğini sona erdirdiği, hızlı ve genellikle daha az yıpratıcı bir boşanma sürecidir. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi kapsamında düzenlenen bu süreç, tarafların boşanma, mali sonuçlar ve çocukların durumu gibi önemli konularda anlaşmalarını gerektirir. Mahkemeye sunulan anlaşmalı boşanma protokolü, bu uzlaşmanın en önemli belgesidir ve tarafların haklarının korunmasında kritik bir rol oynar.

Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya kıyasla daha kısa sürede ve genellikle tek celsede sonuçlanır. Ancak sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve tarafların hak kaybı yaşamaması için protokolün açık, net ve eksiksiz bir şekilde hazırlanması büyük önem taşır. Ziynet eşyaları, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi konuların doğru bir şekilde ele alınması, ileride doğabilecek hukuki uyuşmazlıkların önlenmesini sağlar.

Sıkça Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanma için hangi belgeler gereklidir?

Boşanma dilekçesi, anlaşmalı boşanma protokolü, kimlik fotokopileri ve diğer destekleyici belgeler gereklidir.

Anlaşmalı boşanma sırasında hak kaybı yaşanır mı?

Eksik veya hatalı protokol hazırlanması durumunda hak kaybı yaşanabilir. Bu nedenle bir avukatla çalışmak önerilir.

Anlaşmalı boşanma ne kadar sürer?

Mahkeme yoğunluğuna bağlı olarak 1 ila 3 ay arasında tamamlanabilir.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar:

Yorum yapın